Çok sevdiğim sözlerdendir. Zannetme sor!
sorgula!
Zira zannetmeye, varsaymaya başladığımızda kendi
zihnimizde bir senaryo oluşturur, sonra da bu senaryonun gerçekleşmesi
için çaba göstermeye başlarız. İşin kötüsü bu durumun farkında bile
olmayız. Psikolojide buna kendini
gerçekleştiren kehanet(pygmelion etkisi) deniyor. Zihnimiz kendi
inandığını gerçekleştirmek için o kadar güçlü ve sessiz komutlar verir ki,
farkında olmadan onu gerçekleştirmeye çalışırız.
Bu yazımda, farkında olmadığınızda kariyer
yolculuğunda yanlışlar yaptıracak varsayımları, zannetmeleri yazmaya
çalıştım. Bu varsayımlar sizde de varsa, sorgulamanız sizlere yeni ufuklar
açacaktır.
1) Mezuniyet notu çok
önemlidir ya da hiç önemli değildir.
Evet mezuniyet notu okulu bitirmeniz için
önemlidir. Ancak mezuniyet notu tek başına bir anlam ifade etmez. Bu
not, arkasındaki hikaye ile önemli ya da önemsiz olur.Örnek
üzerinden gidelim;
Mezuniyet notunuz (4 üzerinden) 2,1 ise, size
soracağım soru:
– Geriye kalan 1,9’u nerede
harcadınız? olacaktır.
Bu 1,9’u, projelerde, stajlarda, part time
çalışmalarda, kulüp etkinliklerinde, vaka analizlerinde harcadıysanız, bu fark
size annenizin sütü gibi helal olacaktır.
Bu 1,9’luk farkın anlamlı bir açıklamasını
yapamazsanız (bu farkı okey, batak gibi bilimum faydalı (!) işlerde
harcadıysanız), evet bize çok önemli mesajlar verecektir.
2) Referans ile torpil aynıdır.
Değildir arkadaşlar.
Torpil, adayın sorgusuz sualsiz bir şekilde
işe alınma “talimatı”dır. Torpil
olduğu zaman aday için engel söz konusu değildir. Tüm
bariyerler ortadan kaldırılmıştır. Mülakatlar, testler vb şeyler prosedürü
yerine getirmek için yapılır.
Referans, ön eleme süreçlerini aşmanıza
yardımcı olan mekanizmadır. Referans sayesinde işe girmek için gerekli
beceri ve kabiliyetlerinizi sunma fırsatını yakalarsınız. Örneğin
4.000 kişinin başvurduğu bir pozisyonda 40 kişi ile görüşülecekse, referansınız
sizi 41. yapar. “Asıl işe alım bariyerlerini aşmak” sizin kendi
beceri ve kabiliyetinize kalmıştır.
3) Tecrübe kazanmanın tek yolu stajdır.
İtiraf ediyorum, bu varsayımın sorumlusu bizleriz arkadaşlar.
Yeni mezun mülakatlarında o kadar çok tecrübe ister olduk ki şu an staj
bulma ve staj yapma konusunda tam bir hücum var… Evet bu hücumun sorumlusu
biziz.
Ama; daha önce de yazdım, okulda iken tecrübe kazanmanın tek
yolu staj değildir. Tecrübe kazanmak için sadece staja odaklanıp diğer
alternatifleri (part time, kulüp çalışmaları, projeler vb) ihmal etmek ciddi
bir kayıp olacaktır.
4) Kariyer hedefi her şeydir.
Kariyer hedefi çok şeydir ama her şey değildir. Çünkü başarıyı
getiren şey kariyer hedefinin kendisi değil, bu hedefi gerçekleştirmek için
sizin neler yaptığınızdır.
Bu nedenle önemli olan hedefinizin;
o Sizi
motive edebilme gücüdür,
o Size
kariyer gelişim planı yaptırabilmesidir,
o Sizi
fırsatlara hazır olmanızı sağlamasıdır,
Bunları sağlamayan hedef, kuru gürültüden başkası değildir.
5) Sadece bölümümle
doğrudan ilgili pozisyonlarda iş bulabilirim.
Gönül istiyor ki ortaokul – liseden itibaren mesleki
eğilimleriniz, yetenek ve becerileriniz analiz edilsin, ona göre üniversite
yönlendirmeleri yapılsın ve iş hayatına da bilinçli bir tercih ile atılın. Ama
mükemmel eğitim sistemimizle tam bir hayal bu!
Diğer taraftan, bu işsizlik curcunası içinde
elinizdeki tek alternatifiniz mezun olduğunuz bölüm değil. Okuduğunuz bölümle
ilgili olabilecek, linklenebilecek başka meslekler, departmanlar olduğunu da
unutmayın. Şöyle ki;
Meslekleri, gerektirdiği bilgi ve beceri olarak
temelde ikiye ayırabiliriz.
o
Birinci gruba maden işletmesindeki maden mühendisliğini; üretim şirketinde
labaratuvarda çalışacak gıda mühendisliğini örnek verebilirim. Bu
mesleklerde üniversitede alınan “lisans”, mesleği doğrudan
belirlemektedir.
o
İkinci grupta ise, satış (satış temsilcisi, mağaza yöneticiliği, satış
mühendisliği, satış operasyon, ihracat, bayii yönetimi vb), pazarlama (digital,
ticari, marka yönetimi vb), satınalma (klasik satınalma, ticari satınalma,
ithalat vb) gibi kişisel becerilerin ön plana çıktığı meslekleri sayabilirim.
(Kişisel yetenek ve becerilere örnekler; ticari düşünebilme, analitik düşünme,
müzakere edebilme, dışadönüklük, girişkenliki vb..)
Örneğin, dışadönük, girişken, ticari düşünebilen,
araştırmacı, müzakere etmekten hoşlanan, ingilizce konusunda kendini
yetiştirmiş bir gıda mühendisinin; gıda ürünleri ihracatçısı bir firmanın
ihracat pozisyonlarında şansı her zaman çok güçlüdür
Kaynak:
http://www.ceotudent.com/kariyer-yolculugunuzda-sorgulamaniz-gereken-5-varsayim/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder